27 Eylül 2015 Pazar

Gönlümüzdeki Sevda

Babamdan dinlediğim bir hikayeyi aktarmak istiyorum, ki üzerimde kalmasın.

Çocukluğumu yaşadığım Kırıkkale'de geçiyor anlatılanlar. 80 dönemleri, muhtemelen ilk bebeklik yıllarım. Darbe olmuş bitmiş ve akabinde yeni bir dönem başlamış. Memleket Özal iktidarı ile farklı bir ekonomik yaklaşımla yönetiliyor. Çok geçmeden de parayı ellerinde tutanlardan ardı ardına yolsuzluk skandallarının haberleri gelmeye başlıyor. O zamanlar yolsuzluk yapılsa da en azından beraberinde haberleri de yapıldığından millet olandan bitenden haberdar.

Bir Cuma günü merkezde Kaletepe yakınlarında bir camiye gidiyor babam. Maksat vazifeyi yerine getirmek. Caminin hocasının adını hatırlamıyor ama söylediklerini bugün söylemiş gibi aklına kazımış. O dönemlerde merkezi hutbe yok şimdiki gibi, imamlar söyleyeceklerinde daha özgür.

Hoca çıkıyor hutbeye ve içinde aşağıda anlatılanların geçtiği sözleri söylemeye başlıyor

"Ey Cemaat-i müslimin!" diye başlıyor hutbesine

"Bugün yaşadıklarımız dünyanın başka bir yerinde olsa yer yerinden oynardı. Yapılan yolsuzluklarla tüyü bitmemiş yetimin hakkı yeniyor ama hiçbirimizin gıkı çıkmıyor!"

Sonra kaldırıyor kolunu ve işaret parmağı ile cemaatin içinden rastgele insanları işaret etmeye başlıyor

"Sen, sen, sen... Diyorsun ki içinden 'benim de elimde fırsat olsa ben de aynısını yapardım', 'bal tutan parmağını yalar' diyorsun"

"Ey Cemaat! Kendimizi kandırmayalım. Ben de dahil olmak üzere hepimizin gönlünde aynı sevda var."

Duyduğum en doğru ve en samimi cümleler oldu bunlar. Bunca zaman geçmiş olmasına rağmen cümlelerin tazeliği, sevdanın büyük bir aşkla sürdüğünün göstergesi.