İstanbul Gezginleri'nin 14. gezisini de tamamlamış bulunuyoruz. Gezi sadece çıkıp gezmekten ziyade bizim için öncesinde bir inceleme, araştırma, yerinde tetkik demek oluyor. Gündelik hayattan arta kalan kısımda yapmaya çalıştığımızdan da haliyle yorucu olabiliyor.
Yakın zamanda bir de yeni blog sahibi oldum: http://kadimistanbul.blogspot.com
Gezilerimiz esnasında ziyaret edeceğimiz yerler hakkında kısa kısa olmakla beraber mümkün olduğu kadarı ile yapılış dönemlerinde yaşanılanları zaman olarak tutarlı ve ardışık olacak şekilde sıralamaya çalışıyorum. Böylelikle mekanlar, zaman ve kişilerle birleşerek anlamlı hale geliyorlar.
Mesela son yazım "Fatih ve Sultan ve bir zamanların şımarık Şehzade Mehmed'i: 5N1K"da bu gezimizin güzergahında olan Fatih Sultan Mehmed'in 3 hocasının adlarına yaptırılmış camiileri anlatmayı istedim ama kendi yolum ile. Teknik detaylar genelde okuyucuda yer etmediğinden hikayesel olarak yer etsin istedim. Hayatımın hiç bir döneminde Sultan Mehmed'in hocalarının tam kronolojik sıralamasını öğrenememiştim şimdiye kadar. Bir tek Akşemseddin'i bilirdim, O da muhtemelen bulmacalarda bolca sorulmasından idi. Gezi sayesinde oldukça detaya girerek bir araştırma yaptım ve kendi adıma, kendi tarihimi bilmek adına güzel bir şey yaptığımı düşünüyorum.
Öğrenilecek çok şey olduğunu gördükçe de ürkmüyor değilim :)
30 Eylül 2012 Pazar
25 Eylül 2012 Salı
Duvar saatlerimden biri daha durdu
Duvar saatiniz vardır muhakkak, evinizde salon duvarının orta yerinde, kafanızı kaldırdığınızda hemen gözünüze çarpacak yerde. İhtiyacınız olduğunda bakarsınız çoğu zaman, bilirsiniz ki oradadır ve çalışmaktadır. Pili bitene kadar sadece işiniz düştüğünde bakarsınız, pili bittiğinde yenisiyle değiştirene kadar gözünüz takılır durur alakasız zamanlarda, saati merak edersiniz sürekli, size zamanı gösteren şeylerden biri durmuştur artık.
Hayatımda duvar saatlerim vardır, ihtiyaç duyduğumda dönüp baktığım ve bana ömrümün neresinde olduğumu hatırlatanlar. Yaşlanmak duvardaki saatlerin çoklaşması sanırım, ömrün farklı zamanlarında durmuş mihenk taşları.
Neşet Ertaş bugün vefat etti. Toprağı bol, mekanı Cennet olsun.
Benim duvar saatlerimden biri durdu. Çocukken ilk duyduğumda tuhafıma gitmişti sesi, sazı, uzunca bir müddet de hiç dinlememiştim. Liseye geldiğimde ufak tefek dinler olmuştum, üniversiteye gelip de hayatın, aşkın, sevdanın ve aslında her şeyin ciddiyetinin farkına varmaya, yazdığı sözlerin ne kadar içten ve derinden olduğunu anlamaya başlamıştım. Ne zaman sevda borcunun altına girsem ilk başvurduğum yer olmuştu şarkıları, türküleri. Hayattaydı o zamanlar, işleyen bir saat gibi, şimdi durdu, duvarımın orta yerinde. Şimdi ne zaman adını ansam gözüm kayacak olduğu yere, bana geçmişimi, nerelerden geldiğimi anlatacak sazıyla.
Yolun açık olsun Ustaların Ustası.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)