İnsan gerçeği, hiç bir şeye sahip olamıyor ve hiç bir şeye mani olamıyor. Olabildiği sanrısı ile kendini aldatıyor. Ev, araba, para, eş, çocuk, anne, baba, kardeş, dost,... ve kendisi insanın.
Bizim olan tek şey, sahip olabildiğimiz, bize ait olan tek şey: bu an. Sonrası sadece bir olasılık.
Sayısal lotodan altı tutturma ihtimalinden bile daha az aslında bir saniye sonra hala yaşıyor olmamız. Çok şükürki kendini şansız addeden insanlar bile çok şanslılar aslında, sırf hala nefes alabildikleri için.
Peki kıymeti paha biçilemez olan bu anımızı nasıl değerlendiriyoruz? Kendi adıma söyleyim, kendisine beş para etmez deyip aşağılayarak. Neden? Çünkü kendi planlarımın çok gerisindeyim, hala aklımdakilere sahip olamamanın kederi içerisindeyim. Ne kadar nankör bir varlık şu insan. Sahip olamadığı ve belki de olamayacağı şeyler için üzüyor kendini. Oysaki mutlu olabileceği o kadar çok şey varki. Hala yitirmediği ve bahşedilen o kadar çok şeye, koskoca bir maziye ve o mazinin mimarı insanlara sahip. Mutluluğu aramayı bilmiyoruz galiba.
İnsan gözünün önündekini göremez ya o hesap işte.
Annenize, babanıza, sevgilinize, eşinize, çocuklarınıza, dostunuza, kardeşinize onları sevdiğinizi söyleyin. Çünkü az sonra ne olacağını bilemezsiniz, olasılıklar dünyasında bir veda sözcüğüne yer bulamayabilirsiniz.
Size değer verenlerin kıymetini bilin, hiç bir mülk, size hissettirdiklerinden daha önemli değil.
Sahip olduğunuz şeyleri görmezden gelmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder