Filmarasi.com olarak ilk basın gösterimine katılmamızın mutluluğunu yaşadık bugün. Film Arası adına ben katıldım. Sürekli, kesilmeyen İstanbul yağmuru altında ve feci bir trafik eşliğinde olabildiğince iyiydi.
bkz. İletişim'in organize ettiği gösterim Maçka G-Mall Cinebonus sinemalarında yapıldı. Daha gitmeden tereddüt etmiştim nasıl giyineceğime dair. "Basın" gösterimi ya hani, insanın aklına böyle flaşlar, haberlerdeki takım elbiseli insanlar ve "çekme kardeşim çekme" eşliğinde hakkı yenen muhabirler geliyor. Önce kravatsız takım giyecektim, google'da bir arama sonucu olayların pek de beklediğim gibi gelişmediğini gördüm. Allahtan da giymemişim, tek takım elbiseli olarak armut gibi kalacaktım :) Genelde rahat insanlardı katılanlar, kimisi "Harley Davidson" yazan tişörtle, kimisi şortla gelmişti. Zaten bir çoğu birbirini tanıyordu, bunun rahatlığı da olabilir diye düşündüm.
Daha sabahtan yağan yağmur Altunizade - Köprü kavşağına geldiğimde trafiği kilitlemişti, gözüm yemediğinden onca trafiği Üsküdar'a indim, aracı parkedip önce Beşiktaş'a sonra da Maçka'ya vardım. Tabi bu arada sürekli yağmur yağıyor bir taraftan da. Beşiktaş iskelesinde sağolsun hiç bir taksici almadı mesafe yakın diye, yarı yolu otobüsle diğer yarısını da yürüyerek gitmek zorunda kaldım. Zaten hastaydım, yağmur ve rüzgar da tuz biber ekti üstüne. Neyse ki şimdi sıcacık evimin rahatlığında kaleme alıyorum bu satırları :)
Film 10'da başlayacaktı ama Makinist trafiğe takıldığı için 11 gibi başlamak zorunda kaldık. Filmin başında hiç bir fragman ve reklam oynamadı, film arası da verilmedi. Allahtan sabah pek bir şey içmemiştim de rahat rahat izledim sonuna kadar :)
Şimdi filme geçebiliriz.
Filmin konusu: Dildo (Mete Horozoğlu)'nun babası rahatsızlanır, ameliyat olması gerekir ama ne onda ne de arkadaşları Manik (Ali Atay) ve Tik (Fırat Tanış) 'de para vardır. Üç kafadar para bulmak için araba çalmaya karar verirler ve olaylar gelişir.
Filmin başlangıcı çok güzeldi, çabucak ve etkili bir biçimde izleyiciyi sardı. Filmin 2 aksiyon sahnesi var zaten biri başlangıç diğeri hastaneye gitme sahneleri. Başlangıç/Son (hemen hemen aynı sahneler) görsel efekt olarak Hollywood tarzı olmasa da kurşunların dalga dalga gidişi Matrix'e benzetilmişti, Türkiye şartlarında fena değildi, hastaneye gitme sahnesi ise fena halde zorlamaydı, bir an önce bitsin diye yalvardım.
Olaylar geliştikçe, karakterler ortaya çıkmaya başladıkça film rayına oturdu tabi. Senaristlerden Cüneyt İnay'ın Geniş Aile dizisinden alışkanlıkları kendini her sahnede belli ediyordu, laf sokmalar ve sokulan laflar tanıdık geldi. Film çok çabuk ilerledi, o kadar hızı kabullenemedim kendi adıma. Hokus pokus demeye kalmadan ortalık cümbüş alanına döndü, olaylar çok çok hızlı gelişti. Filmin temelinde dram olmasına rağmen komedi olarak yok yok daha çok komik cümlelerle hatırlanabilmek adına dram kısmı oldukça hafif geçilmiş. Geriye kalan dram sahnelerinde de oyuncular ya da önlerine konulan senaryo olayın vehametini anlatmakta yetersiz kalmış.
Karakterler yüzeysel geçildiğinden olsa gerek film bittiğinde öyle hatırda kalan bir tanesi olmadı bende. Karakter geçmişleri bir ya da iki 'komik' ve yetersiz sahne ile anlatılınca kimdir'in cevabı havada kalmış. Film neticede, çok derinlemesine anlatmasını beklemiyorum ama yine de gönül daha fazlasını bekliyor.
Dildo karakteri tavırlarıyla, edasıyla daha Kazanova ve hovarda olmalıydı bence, resmedilen karakter babası adına kaygılıydı ama kaygısını ifadelerle yansıtamıyordu, "Orda babam ölüyo olm, bişey yapmalıyız"'dan öteye gidemedi çoğu sahnede.
Manik karakterini Ali Atay iyi oynamış ama biraz abartılıydı sanki, göze battığı bir kaç sahne oldu (bkz: hastane sahnesi, vs...) ama genelde oldukça iyiydi.
Tik karakterini Fırat Tanış tikli gibi oynamıştı. Zevk aldım izlerken.
Nil karakterini oynayan Demet Evgar gayet iyiydi. Yahşi Batı'daki karakteriyle hemen hemen özellikleri aynıydı (Delikanlı hatun), zorluk çekmemiş olsa gerek. Neden bilmiyorum ama yine de bir terslik varmış gibiydi karakterde. Senaryodan kaynaklı olabilir.
Filmin havasını iyi yansıtan müzikleri vardı. Arada kendisini hissettirmedi ama kulak verince farkedebildim, sanırım filmle bütünleşik müzik de bu oluyor.
Senaristler, senaryonun kendisinden çok ahım şahım bir şeyler beklemiyor olsa gerek işimizi görsün yeter modundaydı. Ortalama bir Türk komedi filmi senaryosu.
Genel olarak izlenebilecek bir düzeyde, keyifli, bir kaç saat gülüp eğlenmek için gidilebilecek bir film. 10 üzerinden 6.5'tan 7.
http://www.filmarasi.com/Movie.aspx?ID=565455&Name=Vay%20Arkadas(2010)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder