1 Temmuz 2010 Perşembe

The Invention of Lying / Yalan söylemek hiç bu kadar zevkli olmamıştı

Herkesin doğru söylediği bir ortamı düşünün, "yalan" kelimesi ve tanımının boşlukta yankılandığını, insanların yalan söylemenin yani olmayan bir şeyi söylemenin anlamsız olduğunu düşündükleri bir ortamı.

"Yalan", ilk kim buldu acaba. Yoksa insan yaratıldığı andan itibaren var mıydı genlerinde? İlk belki beyaz renkte peyda olmuştur kim bilir. Birini kırmamak için ya da paçayı kurtarmak için mi söylenmiştir, yoksa sırf art niyetli mi? Hangisi bilmiyorum ama şu an yalansız bir dünya düşlemek imkansızın ötesinde olsa gerek.

Filmin çıkış noktası burası, oldukça orjinal ve farklı bir konu. Filmi senaryo, oyunculuk ve yönetmenlik olarak ele alırsak, hepsinin "eh işte" noktasında olduğunu söyleyebilirim ancak konu [senaryo değil] ve detaylarda farkı az biraz kapatıyor ve izlemesi keyifli en azından takip edilebilir bir hal alıyor. Farklı film arayanlar için ganimet gibi.

Yalan söylemek kötü bir şey ama filmden de anlaşılacağı üzere onsuz yaşamak da çok tatsız, suratına karşı bütün kusurlarını söyleyen hep birileri var karşında, özelin, gizlin, saklın yok, çünkü sorulunca doğruyu söylemek zorundasın, her şey herkes tarafından biliniyor, depresif bir yaşamın kaynağı gibi. Ama tabi film olduğu için abartılar da mevcut, olmasaydı kötü olurdu o da ayrı mevzu.

Neyse efendim, diyeceğim o ki tecrübe etmek için izlemenizi tavsiye ederim.

not: filmde Edward Norton da var, kısa bir rol ama var işte :)

http://www.filmarasi.com/Movie.aspx?ID=565397

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder