Şarkının sözleri kadar klibi de inceden dokunuyor insana. Sessizlik... her şeyi ardına gizlediğimiz, içimizde gitgide kalınlaşan hislerimiz ile ruhumuz arasına ördüğümüz duvarı sıvadığımız suskunluk... Neden susar insan? Kırmamak, kırılmamak için midir? Yoksa susarak olanları yok sayabileceğini düşündüğü için midir? Olmazı olduramayacağı baskısı mı susturur? Olabilecekleri oldurmamaktaki başarı mı susturur yoksa? Bir köşeye sinmek, ortaya çıkıp yaralanmaktan daha az acı verdiğinden olabilir mi? Ezmemek için ezilmek de neden olabilir pek tabi. Duyulan saygının ve sevginin istismarını da es geçmemek gerek. Minnet duygusunun o ezici ağırlığı suskunluğa neden sayılabilir mi? Sevdiğiniz, saydığınız birinden hiç beklemediğiniz bir hareket ve şaşkınlık susturabilir mi?
Susmak yıpratır insanı, sustukça akıl oyun oynamaya başlar, sen sustukça zihninde duyduğun sesler çoğalır, kendini duyamaz olursun. Eğer hayatının geri kalanını sırf sustuğun için pişmanlıkla geçireceksen, susma! Bırak pişmanlığın sesinin yüksekliğinden olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder