7 Ekim 2013 Pazartesi

Eller

Bir an gelir soğuk işlemez tene, kış bastırır, ayaz keser, ellerim direnir rüzgara...

Bir el, tutar bütün korkularımı, atıverir rüyalarımdan; bir el, sıcak mı sıcak; bir el, çocukluk masallarımdan fırlamış gibi; bir el, sımsıkı tutuverir ellerimi.

Bir mahkum, adı okunduğunda nasıl koşarsa özgürlüğe; bir kuş, kafesin kapağı açıldığında nasıl çırparsa kanatlarını; toprak, susuzluktan kırılırken nasıl içerse yağan yağmuru; bir çiçek, yüzünü nasıl dönerse güneşi görür görmez... öyle uzatırım ellerimi... ellerine...

Gece gibi sarıverir, gündüz gibi aydınlatır, söz yetmez de şiirlere sığını verir, gözden dolar gönülden taşar, yazmaya kalksan dimağa ağır gelir, mihrabıdır dilin, sükutudur kalemin; nefesim öyle derin tutulur değdiği anda, geçmiş ile geleceğin ortasında, titrek bir mum gibi çaresiz, bırakıverir kendini ellerim, ellerinin semahında.

Hep bir dokunuş ile başlardı sevmek, anne çocuğuna ilk dokunduğunda doğururdu sevgisini ve Tanrı secdede dokunurdu kullarına.

Ellerim ellerine değdiği an, secde etmişiz inandığımız Tanrı'ya.