12 Ağustos 2009 Çarşamba

Mutlak



- Yazarım sana
- Yazma! O zaman... O zaman bekliyo insan, hem buraya çok az insan geliyor, çok insan gidiyor, kalan da bekliyor ama bazen çok uzun bekliyor. Yani, hani mesela zannediyosunki bi yoldan birisi gelecek, boş uzun bi yol... devamlı ona bakıyosun... sonra hiç kimse gelmiyor.
Yazma arkadaş!
- Ben seni hiç unutmayacağım

Vizontele Tuuba - Yılmaz Erdoğan

Her yol sana çıkıyor, dönüp dolaşıp sana varıyorum. Bir anlam arıyorum sanki ayağımın değdiği yollarda, bir köşe başında, sokak lambasının aydınlattığı bir kaldırımda, bir gelecek arıyorum seninle mazisi olan.
"işte burada, seninle, çay içmiştik" demek için, sadece bir bardak çayı kutsallaştırabilmek için bunca çile, sesini kulaklarıma, gözlerini gözlerime yurttaş kılabilmek için.

Sözcükler azaldığında çoğaltamıyorum bir türlü. Her ne desem dostça gelecek kulaklarına, bir şiir okusam başkası zannedeceksin bahsi geçen birinci tekil şahsı. Havadan sudan konuşsam bu sefer dar gelecek anlattığım yerler, boğulacağım. Hiç bir lügat çare olmayacak suskunluğuma, bir tek sen... Bir tek ellerin çözebilecekken dilime vurulan kilidi, uzanıp tutamayacağım. Dert olmaya başlayacak yutkunduğum sözcükler ve ben hep gelecek zaman eki kullanacağım yüklemlerimde, bir gün pişman olacağımı bile bile.

Boş bir yolu gözlüyor gibiyim... Baktıkça daha uzun gelen, karanlık çöktü mü nerede başlayıp nerede bittiğini kestiremediğim, çıkıp yürümeye korktuğum ve bir ucunda avazım çıktığı kadar bağırdığım bir yolu izliyor gibiyim. Bir ihtimale bütün mutlakları feda etmiş delinin biriyim. "Ya bir gün o yoldan çıkıp gelirsen"...

Bu belki sevmektir bir yerde, belki unutamamak
Bu, kişinin kendi içinde eriyip, yok olmasıdır
Bilmesen de anlamağa çalış biraz, ne olur.
- Unutamamak / Ümit Yaşar Oğuzcan -


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder