6 Ocak 2010 Çarşamba

Bir aşkın anatomisi / 500 Days of Summer


Şöyle izlediğim aşk filmlerini bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirdiğimde bu film gibisini izlemediğimi farkettim. Belki de bana en çok hitap edenin bu olduğunu düşündüğümdendir.

Bir çok aşk filmi imkansızı, ulaşılmazı anlatır ancak her seferinde imkansız olan her şey bir anda olabilir hale gelir, biz izleyiciler de ablak gibi hayaller kurarız. Aşk üzerine yazılmış hemen hemen her söz, çekilmiş her film, söylenmiş her şarkı "O olduğunu hissedersin" üzerine kuruludur, yani gaipten gelen bir anlık hissin kutsallığı ve ebediliği üzerine kurulur. Her romantizm bağımlısı hayatı boyunca "o" kişiyle karşılaşmasında şimşekler çakmasını, hayatın bir işaret verir gibi aksamasını ya da duraksamasını, gözlerine bakarken kendinden geçmeyi bekler... bekler... bekler...

Bu film bir Issız Adam yüzeyselliğinden ya da Romeo Juliet derinliğinden uzak, olabildiğince gerçek. Oyuncu seçimleri ise muhteşem. Asıl kız rolünde bir meleği andıran Zooey Deschanel, asıl oğlan rolünde sıradan, platonik aşka meyilli, romantik bir adam Joseph Gordon-Levitt. Dünyanın yüzde 52,75'ini temsil edebilecek bir oyuncu seçimi ve karakter tercihi.

"Bir kadını unutmanın yolu onu edebileştirmektir." oldukça anlamlı geldi bana. Edebileştirmek = Ebedileştirmek = Ulaşılamaz yapmak = Unutabilmek denebilir bir bakıma.

Bundan sonrası biraz ipucu içerebilir, dikkat!

Hikayenin anlatılış biçimi de ayrı güzel. İlişkinin farklı zamanlarından farklı psikolojilerin gösterilmesi izleyen beyinleri dinç tutmakla beraber hem güzel giden şeylerin güzelliğini hem de kötü giden şeylerin kötülüğünü sorgulatıyor. İlk ilişkinin ertesi günü Tom'un etrafında olanlar ise mutluluğu çok güzel ve tam da olduğu gibi anlatıyor.

Kader kavramını öyle bir noktada yakalamışki, "evet" dedim "işte benim söylemekten muzdarip olduğum gibi" dedim. Kader asla senin düşündüğün gibi değil. Demek istediğim insan yalnızca kendi penceresinden evreni görmeye muktedir, "bu bir işaret" dediğin aslında sadece senin için değil bir başkası için de başka bir şeye işaret olabilir. Senin "O"nu bulmak için beklediğin işaret, onun da bir başkasını bulmak için beklediği işaret olabilir. Yani senin penceren küçük ve bütün bir dünyanın görüşüne sahip değilsin, yanlış giden şeyler büyük resme bakamadığın için yanlış görünmekteler.

Fazla sözü uzatmadan mesajımı vereyim: Mutlaka izleyin :)
İyi seyirler.

2 yorum:

  1. 583 kez gitmeye kalkıp bir türlü gidemediğim film...

    divx dvd neyse artık onlar nasip olsun bari :P

    YanıtlaSil
  2. şiddetle tavsiye ediyorum. ben de indirmeye üşenip internet üzerinden izlemiştim. az buçuk blogundan tanıdığım kadarıyla beğeneceksin gibi geliyor :)

    YanıtlaSil