14 Kasım 2008 Cuma

28 Days

Türkçeye "28 gün" olarak çevrilmiş, baş rolde Sandra Bullock'un oynadığı güzel bir film. IMDB notu olarak 5.8 almış görünüyor ama tahminim 7 civarıydı film sayfasına giderken. Ortalama üstü gibi geldi bana, sanırım IMDB ile biraz ters düştük bu konuda :)

Film alkolik bir kadının, bir kaza sonucu hapis cezası yerine 28 gün süren bir rehabilitasyona katılması üzerine inşa edilmiş. Konu bilindik, hikaye, verdiği mesajlar da bildiğimiz daha doğrusu bizlere her zaman anlatılmak istenen şeyler. Mesaj aynı sözün özü. Ancak Bullock'un filme kattığı güzellik artı değerlerden birisi. Yönetmene çok iş düşmemiş gibi görünüyor, zaten Bullock almış götürmüş filmi.

Esprili, sevecen bir film olarak izledim. Küçük notlar aldım söylenenlerden. En çok hoşuma giden kısmı ise şu oldu: "Bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, zorunda kalıyorsanız, bunu size hiç kimse yaptıramaz. Hiç bir insan gücü düşündüğünüzün aksini ispat edemez. Bunun farkına varıp kendinizi değiştirmelisiniz. Bunun için muhtemelen kötü şeyler görmeniz, yaşamanız gerekse de, ancak size kendiniz doğru yolu gösterebilir."
Andrea'nın uyuşturucudan ölümü, Eddie'nin o hatunla sevişmesi ve bu olanların  o insanların rehabilitasyon merkezinde bulunmalarının sebebi olması ve Gwen'in bunlardan sonra yüzünün aldığı ifade. "Sana ancak sen yardım edebilirsin."

Ben hoşlandım bu filmden. Bir daha izlermiyim? Zannetmem. Ama güzeldi.
Filmden hoşuma giden bazı replikleri de yazayım tam olsun.

"Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmem için iç huzuru, değiştirebileceklerimi değiştirmem için cesaret ikisi arasındaki farkı anlayabilmem için bilgelik ver bana."

"Deliliğin tanımı, her seferinde farklı sonuçlar bekleyerek aynı davranışı defalarca yinelemektir."

"Bazen birinin kıçına tekmeyi vurmak için o kıçı öpmek gerekir."

"Asla kimsenin sloganı olma, çünkü sen bir şiirsin."

"Küçük şeyleri kontrol edebilirim, geri kalanını oluruna bırakmalıyım. Zaten bu başkasının görevi."

İyi eğlenceler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder